9 Kasım 2012 Cuma

YAĞMURU SEVİYORUM, ISLANIYORSAM EĞER:)

    Farzedin ki sabah yürüyüşüne çıktınız her zaman olduğu gibi.Hava bulutlu yağabilir de yağmayabilir de.Ama yüksek ihtimalle yağacak.Buna rağmen çıktınız bir yola.Biraz yol aldınız hafif atıştırmaya başladı, az daha yol aldınız yağmurdan gözünüzü açıpta önünüzü göremiyorsunuz...Ne yaparsınız?
  a)hemen geri dönerim
  b)zaten hiç çıkmazdım ki
  c)şeker değilim ya erimem,yola devam ederim


    Ben ne yapmış olabilirim?Ayakkabım bir derya olsa da, elbiselerim çamaşır makinasından sıkma programını es geçmiş gibi şapur şupur su akıtsa da vazgeçmeDİK.Babam ve ben:)

    Üstelik öyle güzeldi ki hayatımda donuma kadar ıslandım dediğim zamanlarda aslında hiçte o kadar ıslanmadığımı fark ettim.Eminim bir yerlerden beni izliyor olsaydınız deli olduğumu düşünür ve halime gülerdiniz.Yolda biriken su birikintilerinin üstünden boyumdan büyük adım atarak atlatmak yerine üstünde zıplayarak geçişimi görmeliydiniz ve görmeliydim...O halimi [marifetmiş gibi:)] dışarıdan bir gözle izlemeyi ne çok isterdim:)Babam gördü mü bilmiyorum çünkü  yaramazlık peşindeyken babamdan bi adım gerideydim.Çünkü çocukken en iyi bildiğimiz şey yaramazlık yapacaksan anne-baba görme-ye-cek.İşin raconu bu:)
    Eve geldiğimizdeki halimizi anlatmama gerek yoktur sanırım.Bunu neden anlattım?Hayatım boyunca -özellikle sabahın altısında olduğunu belirterek söylüyorum ki- hiç bir yeni güne bu kadar mutlu, bu kadar huzurlu,bu kadar çocuk ve bu kadar ıslak başlamamıştım:) çok güzeldi çoookkkkk.Yeri dolmayacak sabahlarımdandı, asla unutulmayacak ve tebessümle anılacak.Ve bu kadar keyif aldığım bir olayı paylaşmak istedim, bunu yazmayı başka bir güne ERTELEMEDEN.Saat 23:59.
     Herkeslerin gönlüne göre, yeri dolmayacak güne başlamaları olsun dilerim:)

0 yorum:

Template by:

Free Blog Templates