21 Ekim 2012 Pazar

Sıla - Yeniden Başlasam Yeni Şarkı 2011


HER NEYSE OLDU BİTTİ, YENİDEN BAŞLASAM...

Söylese O Ben Söyleyemem (Mabel Matiz)

RUHUM OKŞANDI...



19 Ekim 2012 Cuma

ÜÇ FİLM DAHA İZLEDİM:)

                                                     ŞANSLI BİRİ




                    MÖ 10000

      

                    ÖBÜR DÜNYADAN

  

16 Ekim 2012 Salı



Eskiden içimden geleni yapmak istediğimde aman neyse yapmiim şimdi, şuna buna ayıp olur diye vazgeçerdim gönlümdekilerden, içimdeki sesten...Artık 'bunu yaparsam şuna ayıp olur mu,yanlış anlar mı, üstüne alınır mı' demiyorum. Eskisi gibi kimseyi mutlu etmek için yırtınmıyor, sadece duymak istediklerini söyleyerek kimseyi mutlu kılmıyor ve en önemlisi duymak istediklerini söylediğim müddetçe hayatlarında var olmuyorum!Sadece olduğu gibi yaşıyorum;düşüncelerimle,farklı görüşlerimle,en olumlu en olumsuz hallerimle seviliyorum...Birileri için çırpındıkça yada sadece onların dilinde düşünceleriyle konuştuğum için DEĞİL!!En çok da kendimi mutlu kılıyorum artık.Gönlümün dediğini yapıyorum...Pek de güzel oluyor,keyfim yerinde:) 

13 Ekim 2012 Cumartesi



Yaşamda hatalar yoktur, yalnızca dersler vardır.Olumsuz deneyim diye bir şey de yoktur.Yalnızca kendi bilgeliğini kazanma yolunda olgunlaşmak, öğrenmek ve ilerlemek için fırsatlar vardır.Güçlükten güç doğar.Acı bile mükemmel bir öğretmendir.
Mutluluğun sırrı basit:
Yapmayı gerçekten sevdiğin şeyin ne olduğunu bul ve tüm enerjini bunu yapmaya yönlendir.
                                                                          ~W.James~

12 Ekim 2012 Cuma

MELEKLERİM



Nedir şimdi bu?Çok mu lazımdı sanki? Lazım mıydı yoksa?Bilmiyorum ve saçmalıyorum...Sevgili meleklerim, Önce Allah'tan sonra sizlerden yardım istiyorum.Eğer bu saçmalıksa ve benim kendi kendimi bulandırmamsa beni kurtarın bu bulanıklıktan,lütfen.Bu bulanıklık yakışmıyor bana! İçimi ferahlatan,doğru kararlar alabilmeme yardımcı olun lütfen meleklerim.Hergün daha çok saçmalıyorum,her geçen gün daha çok!Olmayacak şeylerle bulandırmayım aklımı... Yardımlarınızı ve o güzel işaretlerinizi bekliyorum...Teşekkür ederim...

SEVDİĞİM BİR KAÇ FİLM DAHA



V FOR VENDETTA


DİLEK MASASI

SÜMELA'NIN ŞİFRESİ




Mağlubiyetin takısıdır 'keşke'...Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların, boşa yaşanmış yada yaşanamamış yılların, gecikmiş itirafların ağıtıdır.

                                                                               Can Dündar

11 Ekim 2012 Perşembe



Uzunca süre maske takarsan altındaki kişiliği de unutursun...

                                            V for Vendetta

EN GÜZEL PERİ MASALI:)




Onunla olamayacağını bilerek vazgeçemediğim 
keşkelerim var...
                                              G.                      


10 Ekim 2012 Çarşamba

Çok Geç (Melis Danişmend)

9 Ekim 2012 Salı

Eğer İstersen (Nükleer Başlıklı Kız)




Yanlış kişiden samimiyet beklediğin an, kırılıyorsun...
                                          
                                               ~Dostoyevski~

7 Ekim 2012 Pazar

İzliyorum...


"Yaşım ilerledikçe, insanların ne dediklerine daha az dikkat eder oldum.Yalnızca ne yaptıklarını izliyorum..."
                                                                                                           Andrew Carnegie

BİR KIZLA TANIŞTIM GEÇEN SENE BU ZAMANLARDA.

Bir kızla tanıştım geçen sene bu zamanlarda.Ankara'daydım.Dershane de ilk günüm. Tek başıma bir sırada oturdum kimseyle tanışıklık kuramadım her zaman ki çekingenliğimle.Ders bitti sınıfım kapısından çıktım iki kişi karşımda.Biri sarışın diğeri sarışına göre biraz daha koyu saç renkli, ama ikisi de alımlı.Durdurdular beni ve derse geç kaldığını defterimin fotokopisini çektirmek istediklerini söylediler.Beraber gittik fotokopiciye, yolda da konuştuk.Sarışın olan o dershaneye geliyormuş diğeri ise arkadaşı,eşlik etmiş ona ilk gününde.Defterin fotokopisi çekilirken geçiriyorum içimden ne hoş kızlar, acaba uyanık cingöz falan mı bunlar, acaba beni kullanırlar mı kimseye hayır diyemediğimi anlayıp,diye düşüncelerle boğuşurken sarışın olanı devamlı bir şekilde "kusura bakmayın,sizinde vaktinizi aldık,isterseniz daha sonrada çektirebiliriz, gerçekten çok teşekkür ederiz" gibi benim fesat düşüncelerimin aksine olabildiğince ince,düşünceli,zarif ve çooook sevimli bir kız düşüncesine bıraktı yerini.Ayyy dedim ne tatlı bu.
Ertesi gün oldu tamamen herhangi biriyle de olsa arkadaşlık bağı kurmak için hevessiz, yıl boyu tek de kalsa tamamen dersi dinleyip eve dönmeye ayarlı bir kız modeli çizmiştim kendime.Neyse sınıfın kapısından geçerken içimden nereye otursam acaba, yine dün ki yerime oturayım deyip kapıdan geçip dün ki yerime baktığımda sarışın kız benim yerimde oturuyor.O kadar sıra içinden gelip benim yerime oturması tesadüf müydü?Bende hemen kaynaşamam,hemen bir uzak durucam ya (bir de artık yeni arkadaş istemiyorum mevzum var işin içinde) başka bir yer ararken gözlerim, ayaklarım beni sarışın kızın yanına oturttu.Öyle hiç müsaade falanda istemedim.Derken artık sıra arkadaşlığını ilan ettik.O geç kaldığında yeri benim yanım, ben geç kaldığımda yerim onun yanı oldu.O zamanlar tatlı,güzel,sevimli ve iyi bir kıza benzeyen bu sarışınla sadece dershane arkadaşlığı olarak görünüyordu arkadaşlığımız gözümde.Öyle de olmalıydı...Çünkü çok şey yitirmiştim kendimden.İyi niyetlerim bir bir azalıyor, gözü açık insanlara karşı gözümü açmaya çalışıyordum kendimi buna zorlayarak.Dolayısıyla ben olmaktan çıkıyordum.İnsanlara sevgini çıkarsızca sunduğunda önemsenmediğini öğrenmiştim.Ya da insanların duymak istemediklerini söyleyince kendini kapının önünde bulacağını öğrenmiştim, sen ne kadar doğru olanı söylesen de.İkilemdeydim yani artık iyi olmaya devam etmelimiydim yoksa kötü kalpli kızı oynamanın zamanı gelmişmiydi?Yine eski saflığımla insanlara  sevgimi sunup insanların bunu hoyratça kullanmalarına seyirci mi kalmalıydım,yoksa azcık gözlerimi mi pörtletmeliydim her ne kadar inandırıcı olamasam da?En iyisi mi herkesle merhaba merhaba olmak ve fazlasını istememekti.O yüzden de bu daha fazla ileriye götürmemek için direndiğim dershane arkadaşlarımdan memnundum.Zaten Ankara'ya giderken Allah'a dua etmiştim "Allah'ım karşıma arkadaş falan çıkarma bunca zaman gördüklerim bana bir süre daha yeter.Ama ille de bu iş olacaksa gönlü temiz,kafamda hiç soru işareti bırakmayacak,saf sevgisini sunacak biri olsun bari" diye.Biliyorum çokça dileyim gerçekleşmiştir er yada geç.Nasıl dilediysem bu dileği hayatımda ilk defa bir dileğimi takip edebildim ve bir gün olur da gerçekleşen bir dileğiniz var mı sorusuna hiç düşünmeden cevap vereceğim bir dileğim oldu.Kendi değerlerimi, inandığım doğrularımı kaybettiğim zamanda çıkageldi bu sarışın.Hani dilek dilemiştim ya, o dileğim de dile getirmediğim ama beynimden geçen en ince ayrıntıya bile sahipti bu kız.İçime çöken karanlığı tek bir iz kalmadan sildi süpürdü yerini pırlanta kadar göz kamaştırıcı parlaklığına bırakarak üstelik.Yeniden inandım iyi insanların varlığına,bütün insanları sevmeye başladım yeniden en kırgın olduklarımı bile...Artık kimseye kırılmamayı öğrendim, kırmak kırılmak yerine herkese kendi yolunda başarılar dilemeyi öğrendim.Hani deriz ya hepimiz -ki ben çok derdim-"bu tip insanlar insanın içindeki iyiliği tüketiyor zorla fesatlık sokuyorlar insanın içine" diye.O tip insanların içimdeki güzel duyguları tüketmesine seyirci kalmak yerine içimdeki iyiyi beslemeyi öğrendim.Hayatı belki de hiç olmadığı kadar sevmeyi öğrendim.Hayattan hiç bu kadar keyif almamıştım belkide, belkide hiç bir şey bu kadar huzur vermemişti içime...İnsanları daha bir çok sevdim; otu,böceği,kuşu,postaneden aldığımız renkli uyduruk kağıdı bile çok sevdim ben.Bankada verilen sıra numarasını,daha öncesi başkalarının yere attığı benimse tiksinerek bakıp hayatta elimi sürmem diyeceğim mavi kapakları şimdi ise hevesle toplamayı sevdim.Ve daha çok şeyi sevdim saymakla bitiremeyeceğim olabildiğine mantıklı ve belkide daha fazla saçmalıkları sevdim.Ve sonunda kaybettim.Bu kadar sevgiye kayıtsız kalamadım ve bıraktım kendimi onun fazlasıyla şefkatli, merhametli, küçük bir kuş gibi çırpınan heyecanlı sevgi dolu yüreğine,dostluğuna...Hani küçük bir kuşu alırsınız elinize nasıl savunmasız nasıl sıcacık pır pır atan kalbi vardır...Hani hissedersiniz tüm bunları avucunuzun içinde...İşte bu kız da öyle.Şans meleğim diyorum ben ona,öyle çünkü.Bir gün artık dayanamadım sordum.Dedim gerçek misin sen?Yani bu zaman da,bu kötülükte,bu art niyetli dünya da sen nasıl böyle kalabildin?Nasıl böyle sevgi dolu?İnsanlardan tek beklediği şey samimiyet olan biri bu zamanda...?Hayretler içindeydim!Ben saf salak...Sen istesen de değişemezsin diye söylenen ben, zırhımla dolaşıyorum insan içindeyken...Ben bile değiştim her şeye hemen inanan ben...Sen nasıl başardın böyle çocuk saflığında kalabilmeyi?Bu kadar içten,samimi,naif,iyi demeyeceğim içinde hiç kötülük barındırmayan,entrikasız olduğu gibi,yalan söyleyemeyen...O kadar kıskandım ki seni...Bu kadar ışıl ışıl parlayan yüreğinin güzelliğiyle...Söylesene pamuklara mı sarmaladılar seni, yoksa uyuttular da yüzyıllar sonra mı uyandırdılar???Olamaz ya vallahi de billahi de olamaz...Allah ben nasılım bilmiyorum ama ben de dahil art niyetli insanları uzak tutsun senden.Biliyorum senin gibisi yok ama en azından sana en yakın olanları var etsin etrafında.İsteseler de kıramasınlar seni.Benim etkilendiğim gibi etkilensin insanlar senden.İyilikle güzellikle donansın sana yakın olan herkesler.
    Uyuyan prensesim,şans meleğim,şaşkınım benim:)Allah'ıma milyonlarca kez şükrediyorum seni karşıma çıkardığı ve içten dilediğim duayı gerçek kıldığı için.
Çok güzel zamanlarımız oldu seninle ve daha çoku da olacak inşallah.
     Daha çok cafelere gidip falcıdan tırsıcaz, her seferinde akıllanmayıp herkes çayını yudumlarken o grubun içinden yine başbaşa kalıp hangisi benim çayım sorusunu milyon kez sorucaz birbirimize,ben mi dedim sen mi dedin diyerek sohbetler içinde kaybolucaz,sonuna kadar saçmalıcaz,gülücez, ama hiç ağlamıcaz ağlatmıcaz birbirimizi.Aslında geçen yıl bu zamanlarda tanışmış değilde, yılların verdiği bir güven,bir samimiyet vardı aramızda.O kadar kötülüğün içinde meğer aynı filmin aynı karelerinden sıçramışız biz.Bundandır yıllardır birbirine hasret kalan dostun sıcaklığını bulmamız birbirimizde.
     Her insanın bu hayatta tamamlaması gereken bir görevi varmış.Kendiminkini bulamasam da senin ki belli.Meleklerin yeryüzüne yansımasısın sen...Hayatın da kalbin kadar güzel olsun Seram...:)
      

cüneyt ergün-taşıdığım kadar varsın

GÜZEL BİR PAZAR DİLEĞİ

Adın çıkacağına canın çıksın demişler...
Adı çıkan "sıkıcı pazar" günleriniz yerini yüzünüzü her zaman güldüren,mutluluğunuza mutluluk katan neşeli pazarlar alsın...:)

1 Ekim 2012 Pazartesi

BU YAZ DA BİTTİ!

     Sonuç olarak ben hayatımdaki beni artık sadece kalan son bir kişinin üzebileceğini söylerken ve o kişininde beni üzmesine izin verdikten sonra daha önceleri yaptığımın aksine kendimi insanların sevgisine,dostluğuna bırakmak yerine başka şeylerle uğraşmaya karar verdim.Sizlere göre amaaan bu muydu diyeceğiniz,ben onu taaaa çocukluğumda yapıyordum diyeceğiniz şeyler var muhakkak. Ama bu küçük şeyler beni öyle mutlu etti ki yıllardır sadece yazları ve şubat tatilinde evimde (çoğunlukla sıkılarak) geçirdiğim günlerimin yerini yaz bitmesin diye iç çektiğim günler aldı. Her biri ayrı güzeldi.Çünkü ertelediğim hatta ertelemekten unuttuğum her bir şeye zaman ayırdım. Bir kere yaz boyu bisikletten inmedim. Denize mi gittim bisikletimle gittim,çarşıya mı gittim bisikletimle gittim.Hem sporumu yaptım hemde belki çocukluğumda bile almadığım kadar zevk aldım bu yaz bisikletten.
   Balıklarım oldu sonra.Daha öncesi size anlattığım bebişlerim:)
    Çakra maceralarım oldu sonra:)Bioenerjiyle donandım, yeni bir şeyler daha öğrendim...
   Sabahları 6 da evden çıkmaya başladım babacığımla.Önce denize kadar yürüyor ardından spor aletleri ileti sabah yürüyüşümüzü destekliyoruz ve yine eve hızlı tempo yürüyüş devam ediyor derin derin alınan nefesler eşliğinde.Öylesine güzel öylesine huzur verici ki anlatamam...derin nefes alıyorum (içime temiz havayı,iyi niyetleri,güzel düşünceleri,temiz ışıl ışıl insanları içime çekiyorummmmm) ve nefes veriyorum (kötü niyetli insanları içime işledikleri tüm art niyetleri,kötü düşünceleri,kaka insanları ve içimdeki pis olduğunu düşündüğüm nefesi dışarı bırakıyorum) ...HARİKA!! Eve vardığımda kendimi ışıl ışıl ve tertemiz dönüyor,yeni bir güne yepyeni bir benle başlıyorum...
   Önceleri körü körüne bağlandığım insanla mutlu olduğumu düşünerek zaman ayırmadığım halbuki büyük hata yaptığımı düşündüğüm sevdiklerimle koca bir yaz geçirdim.Dolu dolu, içime sine sine...Belki de geçirdiğim en güzel yazdı!Nedense öncesini hatırlamıyorum...Uzakta kalan sevdiklerimle ise ayrı düştüğümüz yaz aylarının telafisi büyük olsun dilerim:* Allah sevdiğim yakınlarımı ve uzaklarımı hep yakın tutsun bana:)

Template by:

Free Blog Templates