Uzunca zamandır eski bir dost olarak yapmam gereken
ve hala daha yapmadığım bir işin verdiği büyük rahatsızlıkla sarılıyorum
tuşlara... Biliyorum belki de tuşlar yerine telefona sarılmalıydım ama hiç ama
hiç içimden gelmiyor her ne kadar bu ertelemeyi kendime yakıştıramasam da her
şeye BANANE ve YETER demek geliyor içimden..
Bunca zaman insanları fazlasıyla önemsediğimi düşünüyorum...Kendi
bildiklerimden çok karşımdakinin bildiklerine, kendi doğrularımdan çok karşımdakinin
doğrularına, kendi istediklerimden çok karşımdakinin isteklerine önem
verdim...Hayatıma giren her insanı önemsedim, her insanı sevdim, değer
verdim...Kimine haddinden fazla, kimine olması gerektiği kadar. Ama asla az
olmadı insanlara verdiğim sevgim de değerim de...İşte şimdilerde tam da bu
yüzden koca bir boş vermişlik var üstümde...Bunca zaman her şeyi zamanında
yapmaya çalıştım, olması gerektiği gibi...Oysa şimdi ihmal edesim var her şeyi.
''Amaaaannnnn'' demek geliyor içimden. Bir şeylere itiraz etmek, mızıkçılık
yapmak, hemen her şeyi kabul etmemek tam da ihtiyacım olan hal-vaziyettir.
Aslında benlik şeyler olmasa da insanın kendini bulması için zaman zaman
kendinden uzaklaşması gerektiğine de inanır oldum şu günlerde...
Gerek
dostlarım gerekse aşklarım beni hep avuçlarında bildiler...Ne yaparlarsa
yapsınlar tek bir güzel an' a tüm kötü zamanları silecek bir arkadaş oldum. Ben
de sandım ki bana verecekleri dostlukları kötü anlarımızı silmeye fazlasıyla
yeterdi. Ama olmadı silememişim. Çünkü silmeye fırsat vermeden zaman içinde
yenisi eklendi kırıklarıma. Her seferinde canım daha da çok yandı, sesimi
çıkarmadım, yok saydım...Biz dost idik ve beraberce atlattığımız çokça şey gibi
bunu da atlatacaktık. Olmadı!
O
zamanlarda göremediğim -özellikle görmek istemediğim- her şeyi şimdilerde
fazlasıyla görüyorum...İnsanlar bu durumumu ''öküz öldü ortaklık bitti!!!''
olarak nitelendirmiş olsalar da söyleyebileceğim tek şey her şeyin bir nedeni
olduğudur. Ben kendimi biliyorum ne yaşadığımı ne kadar canım yandığını bir ben
biliyorum...Hani bir söz var ya :
Benim Hayatımı
Yargılamadan önce…
Benim
ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan,
Sokaklardan,dağ ve ovalardan geç.
Hüznü,acıyı ve neşeyi tat…
Benim geçtiğim senelerden geç,
Benim takıldığım taşlara takıl,
yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar
git,
Benim gittiğim gibi!!
Ancak ondan sonra,
Beni yargılayabilirsin!!
Aynen öyle...Ben düşüp her seferinde yola devam etmeye çalışırken,
her şeye son bir kez özen gösterip, kalan son şansı en özenli bir şekilde
kullanmaya çalışırken eğer karşımdakinden aynı özen ve itinayı göremiyor
isem bence artık karşımdaki kişi tarafından daha fazla insafsızca yargılanmaya
kendimi mahkum etmemeliyim diye düşünüyorum. Ki bunu zamanında fazlasıyla
yaşadım!! Ne acıdır ki insanlar kendi bildikleri doğrular uğruna sizi
harcayabiliyorlar!!! Kendileri her şeyin ilkinde doğruyu
bulmuş gibi...Ama
sorsan kendi canları yandı ya seni çok düşünüyor ya senin de canın
yanmasın diye...Ama bırak canım yansın!!! İnsan canı yanmadan nasıl doğruyu bulur,nasıl
olgunlaşır?Önemli olan yanında olmaktır arkanı dönüp gitmek değil!!! İnsan
yanlış yapabilir, yanlış yaptığını bile bile duygularına engel
olamayabilir,göz göre göre kendi canını yakabilir (ki bu en acısı)...Ama
önemli olan bu zamanda dostunun yanında olması tüm sevgi ve şefkatiyle...
Seni insafsızca bir tercihe mahkum ederek yada baskınlığını senin üzerinde
zevk alıp kullanırcasına değil!!! Aksi halde acıyan canın kendini usul
usul intihar etmektedir.İş işten geçip, eriyip bittikten sonra elin
tutulursa bir umuttur senin için. Her şeye rağmen sarılırsın sımsıkı
çünkü uzun bir süredir özlem duyduğun sıcacık eldir o...Ama
öğrendim ki yaşananların peşi sıra yaşananlar asla o yarayı kapatmıyor.O
yara ki basit bir sıyrıktan çok kendini intihar edendi derin izler
taşıyan...Hani hep derler ya kırılan parçaları ne kadar özenle eski haline
getirmeye çalışsan da asla eskisi gibi olmaz!İşte bahsetmek istediğim de tam olarak bu...Mevlana demiş ki: ''Sen
uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın,yoksa tutmayacak bir ele uzattığın
için kendine mi kızgınsın?'' Sözlerim belki ağır, belki sert ama ne
söylediysem insanların bana hissettirdiklerinden doğan cümleler…Hissettirdiler
bende yazdım o kadar…. Ama ben şunu çok iyi biliyorum ki her şey insanlar
için...Hayatımdaki herkesin benim için önemi çok büyük. Hayatımdaki insanlarla
güldüm ve ağladım. Sonunda büyüdüm. Herkesin emeği çok bende bu yüzden her
şeye rağmen insanları sevmeye devam edeceğim;)
0 yorum:
Yorum Gönder